Telefon
WhatsApp
İZMİR, GÜLBAHÇESİNİ DE İSTANBUL'A KAPTIRDI

*- YATACAK YERİNİZ YOK!

Fazilet Kırca kısa ve öz yazmış;

‘Osmanlı’da kadın, erkeğin dört eşinden biriydi.

Cariyeydi, köleydi!

Nüfus sayımında; eşekler, inekler, atlar sayılır, kadınlar sayılmadı.

Miras ve nikâh hakkı yoktu.

İşte bütün bu hakları kadınlara, 4 Ekim 1926’da kadınlara Atatürk verdi.

Atatürk’ü sevmeyen kadınlar, yatacak yeriniz yoktur!..’

Fazilet Kırca kadınlara ayrıca Hz. Mevlana’nın bir sözünü de anımsatıyor:

‘Niceleri geldi, neler istediler.

Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.

Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?

O gidenler de senin gibiydiler…’

Ne derler;

‘Hiç ölmeyecekmiş gibi çalış, yarın ölecek gibi hareket et!’

Yani ‘Yalancı dünyaya’ aldanman…

 

*- YUNAN’IN CAHİLİ

Denizcilik bilgi ve haberlerini Ercan kardeşimden alıyorum.

Bu kez yine Amiral Cem Gürdeniz’e söz vermiş

"Yunan gazetesi yıllardır bilinen gerçeği yazmış.

‘Türkiye için 5. Madde ölüdür’ demiş.

Başlığı atan editör tarihi bilmiyor.

Türkiye 1952’den bu yana ABD kenar kuşak jeopolitiğinin çıkarları için kullanıldı.

Siyasiler ve yüksek askeri komuta kademesi bu tuzağa yıllarca düştü. Türk askerini NATO’nun büyükleri ‘ucuz kan!’ olarak gördü.

Kendi çıkarlarına uygun şekilde Komünizm ile mücadelede Türk ordusunu Türk halkına karşı kullandılar.

Bu arada dinci ve bölücü siyasete vasat bir demokrasi ile yol verdiler. Kemalizmi yok etmeye yeltendiler.

 

*- NEREYE KADAR?

‘Soğuk savaş’ sonrası koşullar değişti.

Bu kez kılcal damarlarına kadar FETÖ militanlarını doldurdular. 

Türk iç siyasetini kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirdiler.

Ancak Türk kamuoyunun ABD ve NATO’ya güvensizliğini değiştiremediler.

Türk halkı bugün gerçekleri görüyor.

Artık NATO’nun Türklerin çıkarı için kılını kıpırdatmayacağını biliyor. Türkiye’nin caydırıcılığı, NATO Antlaşması’nın 5. Maddesi ile ölçülemez.

Yunan ve Kıbrıs Rum’u İsrail’e güvenmeye devam etsin.

 

*- HAYAL SENARYOLARI

 İsrailli fanatiklerin, ‘Poseidon’un Gazabı’ gibi hayal senaryoları kâğıt üzerinde onlara güven verebilir.

Nikos Sampson’a 15 Temmuz 1974 günü Yunan cuntası da güven vermişti.

Ancak 20 Temmuz günü kılını kıpırdatmadı.

Hatırlatalım Kıbrıs Anamur’a çok yakın.

Her şeyin özü coğrafya, kan ve demirdir.

Yunan 1919’da İzmir’e çıkarken arkalarında İngiliz donanması vardı; 1918’de İstanbul’u işgalde başroldeydiler.

1922’de Yunan ordusu denize dökülürken yanlarında kimse kalmamıştı. 1974’te Kıbrıs’a barış götürdüğümüzde de Batı aynı çığlığı atıyordu. Bugün hâlâ Türk bayrağı Lefkoşa’da dalgalanıyor.

 

*- BAĞIMSIZ SANAYİ

Şimdi aynı ezberleri tekrarlıyorlar:

‘Türkiye yalnız, Türkiye güvensiz!..’

Oysa yalnız olan, kendi güvenliğini başkalarının imzasına mahkûm edenlerdir.

Türkiye kendi 6. Maddesini yazmıştır:

Milli caydırıcılık ve bağımsız savunma sanayi.

Unutmayın:

NATO’nun ‘boş çeki’ bizi kurtarmaz, ama Türk milleti kendi savunma sanayi, savaşa hazır insan gücü ve tehdit altında birleşme yeteneği ile asla geri adım atmaz.

Bugün mevcut iktidar ve muhalefet ABD, NATO ve AB bağımlılığını sürdürse de bu cephenin dost olmadığını sokaktaki adam biliyor.

Jeopolitik olaylar acımasızdır.

Türkle düşman olmak ve savaşmak tarihin ve kaderin hazırladığı an geldiğinde çok zordur.

 

*- ÖLMÜŞSE ÖLMÜŞ…

Türk deniz suyu gibidir.

Geç ısınır ama geç soğur.

Türk halkı Mustafa Kemal Atatürk geleneğiyle hareket eder.

Geçmişte yaptığı gibi tehditi göğüsler daha sonra tepeler en sonunda yeni rotayı çizer.

Kısacası 5. Madde ölmüşse ölmüştür.

Ama Türk caydırıcılığı dimdik ayaktadır.

Ölmekte olan, Doğu Akdeniz’deki yapay cephelerin ömrüdür.

Kıbrıs Rum’u ittifak kurduğu İsrail’in kendi geleceklerine oluşturduğu tehdidin ve karanlık kaderin herhalde farkındadır.

Türk karşıtlığı kendi vatanlarının İsrail işgaline neden olursa şaşırmasınlar.

Tekrar edelim;

Mavi vatan, yavru vatan ve Ana vatan bir bütündür.

Kimse bu üçlüye yan gözle bakmaya yeltenmesin.

Bu üçlü; İsrail, Rum ve Yunan üçlüsünden çok farklıdır."

 

*- ‘GELECEK ÇALIŞARAK GÜZEL OLACAK!’

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Selçuklu çiftçilerle ‘nar hasadı’ yaptı.

Zeytinköy’de düzenlenen hasatta çiftçilerin taleplerini dinleyen Başkan Tugay, nar hasadının ardından mahsulün dünyaya açıldığı Deppo Efes’i ziyaret etti.

Selçuklu üreticilerin başarısıyla İzmir’in diğer bölgelerine de örnek olacağını ifade eden Başkan Tugay, ‘Buradaki bu güzel çalışmayı daha ileriye götürmek için çaba göstermeye devam edeceğiz. Gelecek çalışarak güzel olacak. Tarıma sahip çıkmaya devam edeceğiz’ dedi. 

çiftçilerle köy kahvesinde bir araya gelen Başkan Tugay, nar, ayva ve mandalina üreticilerinden bu yılki rekolte ve üretim koşullarıyla ilgili bilgi aldı.

İzmir tarımını daha iyi yerlere getirmek için hep birlikte çalışma vurgusu yapan Başkan Tugay, “Nar bereketin simgesidir. Güzel yağmurlu bir günde geldik buraya. Bütün bu güzellikler bir arada olunca gelecek güzel olacak diyoruz. Ama çalışarak güzel olacak.

Tarım sadece İzmir için değil, Türkiye için önemli.

O nedenle tarıma sahip çıkmaya, yapılan çalışmalara sahip çıkmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 

Efes Selçuk Belediyesi tarafından 2014 yılında hizmete açılan Deppo Efes Meyve Paketleme Ve Soğuk Hava Deposu Tesislerine gitti.

 

*- ‘KÖTÜ MUAMELE SON BULSUN’

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü nedeniyle, Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nde öğrencileri ağırladı.

Etkinlikte genç nesillere hayvan sevgisi aşılanırken can dostların tedavisi, bakımı ve onlarla iletişim kurmanın yolları öğretildi.

Öğrenciler de sahipsiz hayvanlara yönelik kötü muamelelerden çok etkilendiklerini belirterek bu durumun sona ermesi çağrısında bulundu.

Etkinlikte konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Dairesi Başkanı Hüseyin Gökhan Özdemir, öğrencileri bakımevlerine getirerek farkındalığını arttırmak istediklerini belirtti.

Özdemir, ‘Sahiplendiğiniz hayvanların bakımlarını özenle yapmalısınızEn önemli durum bilinçli hayvan sevgisi ve bilinçli hayvan sahibi olmak. Sokağa terk edilen hayvan sayısında artış var.

Bakamayacağımız hiçbir hayvanı almamamız lazım’ dedi.

Öğrenciler ise özellikle sahipsiz hayvanlara yönelik şiddetin çok arttığını ve bunun artık son bulması gerektiğini söyledi.

 

*- ON YIL ÖNCESİ

Geçenlerde yolda gördüğüm ve sohbet ettiğim ‘Foto Muhabiri- Yazar’ Alaattin Gürırmakk’tan söz etmiştim.

Yıllarca etkinliklere birlikte katıldığı Sancar Maruflu hakkında bilmediğim bilgileri paylaşan Sevgili Alaattin Gürırmak bu kez bizi 10 yıl öncesine götürdü.

Merhum Sancar Maruflu’nun 4 Ekim 2015 tarihindeki ‘Pazar Yazısı’ ile bizi buluşturdu:

Başlık şöyle:                                                      

‘İzmir’de sonbahar esintileriyle anılan değerler… ‘

“Şehit acılarıyla, kan ve can kayıplarıyla hızla geçen Eylül ayından sonra pırıl pırıl sonbahar esintilerinin renklendirdiği çok önemli bir Ekim ayına girdik.

-Ege’nin ve İzmir’in Ekim’i çok güzel olur.

Herkesin vakitsiz terk ettiği Çeşme, Kuşadası, Foça, Dikili, Didim gibi sahil beldelerimizin en sevimli olduğu ay, Ekim ayıdır.

İzmir’imiz de Ekim’lerde çok güzeldir.

Özellikle sabahları Pasaport ile Alsancak ve Karşıyaka kordonlarında yapılacak kahvaltıların keyfine doyum olmaz.

- Bugün itibarıyla tam 25 gündür yine Hastanedeyim.

Ziyaret yasağımın olması nedeniyle okuyucularıma duyurmamaya özen göstermiştim. Ancak duyulduğu için yazmak zorunda kaldım.

25 gün süreyle demokratik sivil kitle hizmetlerimi hiç aksatmaksızın, bu kez de; Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde ki odamdan yürüttüm. Doktorlarım yatarak tedavi programımın 9 Ekim sabahı biteceğini söylediler.

Muhtemelen o gün taburcu olacağım.

-Kalp-Damar cerrahisini ilgilendiren ayaklarımda ki venöz yetmezliği ve buna bağlı ortaya çıkmış yaralarımın tedavisi nedeniyle Dokuz Eylül Üniversitesi’nin vefakar ve çalışkan hekimlerinden Kalp –Damar Cerrahisi Otoritesi Prof. Dr. Erdem Silistreli’nin, Türkiye’nin dünya çapında kariyer ustası ve Plastik Cerrahi – Yara Ana Bilim Dalı ve özel uygulamalar Uzmanı Prof. Dr. Ali Barutçu’nun ve Enfeksiyon alanında ki bilim basamaklarını hazmederek çıkıp, başarılı olduğu en yüksek noktaya ulaştırmış, D.E.Ü. Tıp Fakültesi Enfeksiyon Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nur Yapar’ın bizzat yürüttükleri itinalı tedavileriyle, inşallah yaşam kalitemi yükseltebilecek bir aşamaya geleceğim. Yaşamım süresince ilk kez bir hastanenin 9 günlük Kurban Bayramı tatili süresi nedeniyle boşaldığını, servislerde kalan çok az sayıda ki hastaya rağmen hiçbir şeyin aksamadığını gördüm.

- Bu amaçla Beni ve hastalarını her gün gelip tedavi eden Doktorlarımdan Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tuğra Gençpınar‘ın, Dr. Agil Allahverdiyev’in, Dr. Barış Kemahlı’nın, Plastik Cerrahi’den Dr. Selin Hanım’ın, Dr. Alper Bey’in, Dr. Şafak Bey’in ve Kalp-Damar Cerrahisinin fedakar ve çalışkan Hemşirelerinin, ‘Sancar Babaları’ için yarattıkları değerli hizmetleri asla unutamam.

Hepsine teşekkürler ederim.

Bu arada; Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün’ün ve Dekan Prof. Dr. Tülay Canda’nın da destekleriyle; Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nin yeni Başhekimi Prof. Dr. Can Karaca Kardeşimin bilgi, birikim ve tecrübeleriyle, Hastane Genel Müdürü Tevfik Eser’in gayretleriyle çok başarılı hizmetlere el attıklarını bizzat gözlemledim.

Yakında sürprizlerini açıklayacaklarını özellikle duyurmak istiyorum.

 

*- ANILANLAR

Ekim ayı oldukça hareketli etkinliklerle geçecek.

Bugün 15’nci ölüm yıl gününde İşadamı Osman Akça’yı anıyoruz.

6 Ekim Salı günü; 22’nci ölüm yıl gününde, İzmir’li işadamı ve kültür-sanat vakıflarının öncüsü Dr. Nejat Eczacıbaşı’yı, 25’nci ölüm yıl gününde Atatürkçü Kadın Önderi Doç. Dr. Bahriye Üçok’u anıyoruz.

10 Ekim Cumartesi günü ise; 10’ncu ölüm yıl gününde İzmir Karşıyakalı şair ve düşün adamı Attila İlhan’ı, 6’ncı ölüm yıl gününde ise Karşıyakalı Yazar - Çevirmen – Ressam ve Yayıncı Fahrünnisa Kadıbeşegil’i anacağız.

Ekim ayının diğer etkinliklerini sırası geldikçe sizlere duyuracağım.

 

*-28 YIL ÖNCE

Bugün 4 Ekim. Bugün tüm dünyada, ‘Hayvanları Koruma Günü’ olarak kutlanır.

-18 yıl önce 4 Ekim 1997 günü, yapılan bir teklif üzerine; Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda da onaylanmıştır.

Nasıl Biz insanlar için düzenlenip, onaylanmış bir “’nsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ varsa, sevimli dostlarımız hayvanlar içinde bir ‘Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’ vardır.

Türkiye’mizde de her 4 Ekim’lerde özellikle büyük kentlerde çeşitli etkinliklerle hayvanlara sahip çıkılır.

Özellikle Belediyeler ve hayvanları sahiplenmesi gereken kurumlar, ‘demokratik sivil kitle örgütleri’ tarafından uyarılır.

Hayvan Sevgisinin yaygınlaştırılması ve hayvanların korunması için törenler, seminerler, sergiler düzenlenir.

Çeşitli bildiriler yayınlanır, konuşmalar yapılır.

Sancar Maruflu olarak Ben ve hayvan dostu arkadaşlarım, önümüzdeki günlerde ‘dalya’ diyerek 100 yaşını dolduracak olan Dnt. Ayşe Mayda’nın önderliğinde 18 yıldan beri İzmir’de bu önemli günü çeşitli etkinliklerle kutlarız.

 

*- ANLAMLI MESAJLAR

Özellikle her 4 Ekim’lerde, Biz; ‘İzmir’i Yeniden Yaratan Adam’ Dr. Behçet Uz’un, kurduğu Kültürpak’ın içinde bulunan; ‘Kültürpark’ın yapımında yaşamını yitiren atların anısına’, Dr. Uz’un, Heykeltıraş Prof. Şadi Çalık’a yaptırttığı, Dünyanın ilk ‘Hayvan Sevgisi Anıtı’ önünde Ege ve İzmirli Sivil Toplum Örgütlerini temsil eden 300 kadar hayvan dostu ile bir araya gelip, ‘Dünya Hayvanları Koruma Günü’nü kutlarız.

Tabii her yıl anlamlı bir mesaj vererek...

Bu yıl ki mesajımız da; ‘Kültürpark’ın ve Kültürpark içindeki doğal yapının korunması ve Kültürpark’ta daha fazla yapılaşmanın önlenmesi’ doğrultusundaydı...

Ancak; bu yıl; Ben, maalesef; sağlığımı düzeltmek için hastanede tedavi altındayım.

Bu nedenle bu yıl Arkadaşlarımız, Bu Gün, ‘hayvanları koruma günü’ ile ilgili diğer kent etkinliklerini izleyecekler.

 

*- 10 YAŞINDAN İTİBAREN

Benim gibi 65 yıllık yaşantısının 55 yılını bilinçli olarak Kültürpark’ta geçirenlerin Kültürpark’a olan sevgileri ayrıcalık gösterir.

Kültürpark’ta kesilen her ağaç, yok edilen her değer; yüreğimizden koparılmış birer parçadır sanki.

Kültürpark’tan sorumlu olanlar istedikleri kadar iddia etsinler.

Medyaya, kamuoyuna yaptığımız açıklamaları istedikleri kadar hafife alsınlar.

Gerçeğin onların iddia ettikleri gibi olmadığını herkes biliyor.

Son yıllarda Kültürpark’ın kaybettiği erozyon oldukça fazla.

Sözde ‘Fuar Projesi’ olarak lanse edilen bir ‘katliam projesinin”’doğrultusunda göstermelik olarak bazı mekanlar yıkıldı. Yıkılan boşlukların bazıları öylesine çimlendirildi.

Basmane girişine ise kaçak olarak şimdiki dev sergi binaları yaptırtıldı. Bazı yerlerde ise; aynen Akasyalar Gazinosu’ndan, Küçük Göl Gazinosu’ndan, Palmiyeler Gazinosu’ndan ve Cennet Adası’ndan boşalan yerlerde olduğu gibi asırlık akasyalar ve çamlar kesildi. Zeminlerine ise alelacele beton parke döşendi.

Lunapark’a yer değiştirtildi.

 

*- YOK EDİLEN DEĞER

En çok üzüldüğüm; bu bölgede bulunan ve içinde 600’ün üzerinde emsalsiz gül çeşidinin bulunduğu, fullerin ve hanımellerinin mis gibi koktuğu tarihi Gül Bahçesinin yok edilmesidir.

Vaktiyle İzmir’de Belediye Başkanlığı yapanlar İzmir’e gelen misafirlerini bu gül bahçesine götürürlerdi.

Dr. Nejat Ferit Eczacıbaşı’yı her halde iyi tanırsınız.

-22 yıl önce 1993’ün 6 Ekim’inde tedavi gördüğü Amerika’da kaybettiğimiz bu müstesna İzmir’li hemşehrimiz her yıl birkaç gününü kendine ayırır.

İzmir’e gelir. Ailesiyle ilgili anıları yaşardı...

Babası tarihi Şifa Eczanesinin kurucusu ve ilk Müslüman Türk Eczacıbaşısı Süleyman Ferit Bey’in, Annesi hayırsever Türk Kadını Saffet Hanım’ın, Büyükbabası’nın ve diğer yakınlarının kabirlerini ziyaret eder, İzmir’in en eski semtlerinden Altınpark’ta, Agora’da, Dönertaş’ta, Ballıkuyu’da, İkiçeşmelik’te çocukluk anılarını tazelerdi.

Kendisine her zaman kardeşi Kemal Eczacıbaşı’yla birlikte ben eşlik ederdim.

 

*- AYLARDAN HAZİRAN

Hiç unutmam 32 yıl önce 1983 yılında İzmir’e bir devlet töreni için gelmişti.

Aylardan Haziran’dı.

Dr. Behçet Uz ile o efsanevi Gül Bahçesinde buluştular.

İki baba dostu, İzmir’in eski Belediye Başkanlarından merhum Enver Dündar Başar, Enver Saatçıgil, Hulisi Selek, İhsan Alyanak, İşadamları Turan Muşkara, Şevki Figen, Melih Gürsoy, Ahmet Par, Kemal Eczacıbaşı ve adını hatırlayamadığım iki önemli zat bir araya geldiler. Gül Bahçesinin en güzel zamanıydı.

Merhum Nejat Eczacıbaşı’nın; ‘Böyle bir yer dünyanın hiçbir yerinde yok. Buranın kıymetini bilelim...”’ dediğini hiç unutmam.

- Eskiden Gül Bahçesinde her Salı ve Cuma akşamüstleri İzmir Belediyesi Şehir Bandosu, halk konserleri verirdi.

Bu konserlerin düzenli ve görkemli olması için Fuar Müdürü merhum Ahmet Dönmez olağanüstü ihtimam gösterirdi.

Şimdilerde ne Gül Bahçesi kaldı, ne de o efsanevi konserlerin müdavimleri.

 

*- İSTANBUL KAPTI

Gül Bahçesini görüp de beğenenlerden iki tanesi de rahmetli Tuğrul Şavkay ile Ergun Köknar’dı.

İzmir’de düzenlenen ‘Akdeniz Festivali’ programında yer alan ‘Akdeniz Mutfakları Gastronomi Yarışması’nda birlikte jüri üyesiydik.

Palmiyeler Gazinosunda ki yemeğe ulaşmak için; Kültürpark’ta yürürlerken Gül Bahçesindeki güllerin ve fullerin kokusu dikkatlerini çekti. Oradaki demir şezlonglara uzanıp dinlendik.

Daha sonra o görkemli atmosferde Palmiyeler Gazinosu’n un sahibi Halit Karabilgin’in özel olarak gönderdiği akşamüstü serinleticilerimizi büyük bir zevkle içtik.

Sonuç olarak; ölümünün 22’üncü yıldönümünde Türk kültür ve sanatının müstesna koruyucusu, gerçek sanat ve sanatçı dostu, Türk Sanayiinin  dinamosu Dr. Nejat Ferid Eczacıbaşı’yı da rahmet ve sevgiyle anıyorum. Bu arada ileride müşterek anılarımızı sunacağım Tuğrul Şavkay kardeşime de Allah’tan rahmet diliyorum.

Her halde her Gül Bahçesini hatırlayışımda nice değerli dostlarımı da birlikte hatırlayacağım. ‘

Ben Yaşar Eyice olarak ilave edeyim:

Şu anda, İstanbul’un Anadolu Yakasında Göztepe semti yakınında harika bir büyük park var.

Şimdi oraya, Ekrem İmamoğlu ile bir de metro istasyonu yapıldı.

Bir ‘Gül Bahçesi’ yapıldı ki, anlatacak sözler bulamıyorum.

İnsana huzur veriyor.

‘Ah İzmir!’ demekten kendinizi alamıyorsunuz…

Bizim Kültüpark’taki ‘Gül Bahçemizin’ belki de on, ya da daha büyüğü...

İstenirse oluyor, işte…

Bazıları da olanı yok ediyor, bir şekilde…

Anlayış farkı…

 

*-

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150
Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150

E-Bülten Aboneliği